IDC Görüşü
Dünyanın dört bir yanındaki özel sektör ile kamu kurum ve kuruluşları, son yıllarda birçok yeni teknolojiyi ve bunlarla ilişkili hizmetleri benimseyerek dijital dönüşüme (DX) yönelik stratejik odaklarını artırdı. En önemlisi ise veri, dijital dönüşüm girişimlerinin ön saflarında yer almaya devam ediyor. IDC Global DataSphere tahminlerine göre, 2025’te 180ZB’lık veri oluşturulacak, kopyalanacak ve tüketilecek; bu da 2020-2025 dönemindeki bileşik yıllık büyüme oranının (CAGR) %23’ünü temsil edecek. Önümüzdeki üç yıl içinde oluşturulacak veri miktarı, son 30 yılda oluşturulan toplam veri miktarından daha fazla olacak. Ayrıca dünya, önümüzdeki beş yıl içinde önceki beş yıla göre üç kat daha fazla veri yaratacak.
Kurumlar dijital dönüşümü giderek daha fazla benimsedikçe, daha veri merkezli ve veri odaklı iş modellerine geçiş kaçınılmaz hale gelecek. Birçok CIO, kurumlarında veri akıcılığını geliştirmek için stratejiler uyguluyor. Dahası, dijital yerli yeni çalışanlar, kurumların iş sonuçlarını önemli ölçüde iyileştirmesine olanak sağlıyor.
Veri, yeni ekonominin temelini oluşturuyor.
Ancak, veriler istenen sonuçları tek başına sağlayamıyor. Aslında verinin ve analitiğin birlikte kullanımı ile veri, içgörü ve eylem arasındaki boşluklar kapatılarak sonuç elde edilebilir. Kurumlar verileri aktif zekaya dönüştürerek, sonuçlar üzerinde gerçek etkileri olan daha iyi kararlar alabilirler. Ayrıca müşteri deneyimlerinden iş süreçlerine, gelir akışlarından rekabet stratejilerine kadar her şeyi yeniden keşfedebilirler.
IDC, lider şirketlerin analitik sayesinde üretkenliği artırarak, maliyetleri düşürerek ve operasyonlarda zaman tasarrufu sağlayarak nasıl iş faydaları elde ettiklerini keşfetmek amacıyla BSH Hausgeräte GmbH (BSH)’daki kilit BT karar alıcılarıyla görüştü. Görüşme, BSH’ın hızla gelişen iş ihtiyaçlarını karşılamak için Qlik Sense çözümünü kullanmasına odaklandı.
Bu IDC proje incelemesi, BSH’ın iş gereksinimlerini karşılamak için Qlik Sense çözümünü nasıl kullandığını anlatıyor. Proje incelemesinde, BSH’ın Qlik Sense kullanmadan önce yaşadığı temel iş zorlukları ve kullanmaya başladıktan sonraki faydaları öne çıkarılıyor. BSH, önceden veri analiz süreçlerinde zorluklarla karşılaşıyor, farklı veri kaynaklarından gelen verilerin entegrasyonu ve anlamlı içgörüler elde edilmesi konusunda sıkıntılar yaşıyordu.
Qlik Sense çözümünü kullanmaya başladıktan sonra, BSH, self servis veri görselleştirme ve dinamik bir gösterge paneli sağlayan güçlü bir analiz ve veri keşif aracına sahip oldu. Bu, işletmenin karar alma süreçlerinde daha hızlı ve etkili sonuçlar elde etmesini sağladı. Ayrıca, veriye dayalı stratejik kararlar alabilme kapasitesini artırarak operasyonel verimliliği önemli ölçüde iyileştirdi.
BSH’ın Qlik Sense deneyimi, self servis veri görselleştirme ve dinamik gösterge panelleri sunan bir analiz ve veri keşif aracına yatırım yapmayı değerlendiren veya planlayan diğer BT organizasyonlarına rehberlik sağlayacaktır. Bu deneyim, veri tabanlı karar alma süreçlerinin daha hızlı ve etkili hale gelmesini sağlayan bir örnek teşkil ediyor.
Şirkete Genel Bakış
BSH Hausgeräte, dünyanın önde gelen ev aletleri üreticilerinden biridir. Şirketin portföyünde Bosch, Siemens, Gaggenau ve Neff gibi dünya çapında tanınan markaların yanı sıra Thermador, Balay, Profilo, Constructa, Pitsos ve Coldex gibi yerel markalar da bulunmaktadır. BSH, ev aletleri sektöründe güçlü bir küresel varlığa sahip olup, müşterilerine yüksek kaliteli, yenilikçi ve sürdürülebilir ürünler sunmayı amaçlamaktadır.
1967’de Robert Bosch (Stuttgart merkezli) ve Siemens (Münih) arasında bir ortak girişim olarak kurulan BSH, Ocak 2015’ten bu yana %100 Bosch Group’a ait olup, 50 yılı aşkın bir sürede, Alman bir ihracat şirketi olmaktan çıkıp, dünyanın önde gelen ev aletleri üreticilerinden biri haline gelmiştir. Dünya çapında yaklaşık 58.000 çalışanı bulunan BSH’ın 2019 yılı cirosu yaklaşık 13,2 milyar Euro’dur.
BSH, tüm modern ev aletlerini dünyanın farklı yerlerindeki 40 fabrikasında üretmektedir. Ürün portföyünde ocaklar, fırınlar, davlumbazlar, bulaşık makineleri, çamaşır makineleri, kurutucular, buzdolapları, dondurucular, elektrikli süpürgeler, kahve makineleri ve mutfak robotları yer almaktadır.
Sürekli gelişen tüketici ihtiyaçlarını karşılamak için BSH, sadece bir ev aletleri tedarikçisinden, kişiselleştirilmiş dijital işlevler, hizmetler ve içerik sunan bir şirkete dönüşmeyi hedeflemektedir. Örneğin, BSH’ın markalarında kullandığı Home Connect platformu, hızla büyüyen bağlı ev aletleri ve tüketici odaklı hizmetler ekosistemini desteklemektedir.
Üretim sektörü uzun yıllardır bir dönüşüm geçiriyor. Ürün inovasyonu, üretimi ve tedarik zinciri alanlarındaki dijital dönüşüm (DX) ve Endüstri 4.0 gibi yıkıcı ve dönüştürücü güçlerle beslenen temel iş süreçleri yeniden gözden geçiriliyor. Aynı zamanda, ürünlerden hizmetlere geçiş ve dijital ekonominin gelişen taleplerini karşılamak için geleneksel satış kanallarını daha az kullanma ihtiyacı, sektör oyuncuları arasındaki çizgileri bulanıklaştırıyor ve iş ekosistemlerinin oluşumuna katkıda bulunuyor.
Dijital dönüşüm ve veri öncelikli yaklaşımın sağladığı yetkinlikler, üretim sektörü için temel öncelikler olmaya devam ediyor. COVID-19 pandemisinin sektörü büyük ölçüde etkilediği ve dönüşüm ihtiyacını artırdığı göz önüne alındığında, tüketici davranışını doğru bir şekilde tahmin etmek için veri ve analitik araçlarının kullanımı her zamankinden daha kritik hale gelmiştir. Aynı zamanda otomasyon, işletmelerin doğru verileri anında işlemesine ve uygun şekilde yanıt vermesine yardımcı olabilir.
Bu bağlamda üretim sektöründeki şirketler, operasyonel performansı ve hizmet gelirini artırmak için işletme çapında bilgileri algılama, analiz etme ve uygulama konusunda büyük fırsatlar keşfetmektedir. Ancak birçok üretim firması, tesislerinden, tedarik zincirlerinden, endüstriyel varlı
klarından ve müşterilerinden gelen mevcut ve yeni üretilen bilgileri verimli bir şekilde kullanma konusunda henüz ilk aşamalardadır. Bu sektördeki kurumlar, genellikle verilerini üretim ekipmanlarının verimliliğini artırmak, kesinti süresini en aza indirmek ve maliyetleri düşürmek için kullanmaktadır.
Bununla birlikte, bazı üretim şirketleri destek hizmetleri operasyonlarını iyileştirmek için tahmine da
yalı analitik araçlarına yatırım yapmaya başlamıştır. Dijital dönüşüm hareketinin itici gücü olan aynı teknolojik gelişmelerle, üretim tedarik zincirlerinde de değişiklikler yapılmaktadır. Bu geçiş, üretilen veri miktarını kurumların mevcut kapasitesinin çok ötesine itiyor ve bu da analitik çözümler kullanmadan bu verilerin yeterince işlenmesini zorlaştırmaktadır.
Zorluklar ve Çözümler
BSH, dijital dönüşüm yolculuğunda, dijital dönüşüm hedeflerini belirledikten sonra bu hedeflere ulaşabilmek için gerekli yol haritasını oluşturmuş ve operasyonlarını başarıyla dönüştürebilmek için uçtan uca entegre verileri hızlı ve esnek bir şekilde hem üretebilmesi hem de işleyebilmesi gerektiğinin farkına varmıştır. Karar alma sürecinde verinin öneminin giderek arttığı bu süreçte, BSH gibi büyük operasyonel hacme sahip bir şirketin, iş birimlerinin verilere her yerden ve her zaman erişebilmesi ve hem hızlı hem de doğru kararlar alabilmesi gerekmektedir.
BSH, operasyonları genişledikçe ve yeni müşteriler kazandıkça, çözülmesi gereken ticari ve teknik zorluklarla karşı karşıya kalmıştır. Örneğin, şirketin BT biriminde ortak, düşük maliyetli ve kullanımı kolay bir raporlama uygulaması yokken, iş birimleri farklı yazılım uygulamaları kullanıyordu ve veriler çoğunlukla Excel tablolarında saklanıyordu. Bu karmaşık ortam, üretilen verilerden doğru ve eyleme geçirilebilir analiz çıkarmayı zorlaştırıyordu.
Bu zorlukları aşmak için BSH, BT merkezli yaklaşımdan uzaklaşıp verileri şekillendirebilen ve anlamlı hale getirebilen bir platform sağlamaya karar verdi. Bu sayede iş zekâsı (BI) yeteneklerini geliştirmek ve iş birimlerinin hızlı ve güvenilir kararlar almasına yardımcı olmak mümkün olacaktı. BSH, verileri hızlı bir şekilde işleyebilen ve etkili görsel çıktılar üretebilen, kullanıcı dostu ve kolay kullanımlı bir self servis ürününe ihtiyaç duydu.
BSH, BI Technology ile görüşerek Qlik Sense çözümünü keşfetti. Yapılan demo sürecinin ardından, Qlik Sense’in gelişmiş analiz ve veri keşif araçları ile BSH, her kullanıcısının kendi raporlarını hazırlayabilmesi, verileri görselleştirebilmesi ve dinamik kontrol paneli aracılığıyla büyük veri kümelerinde depolanan bilgilere erişebilmesi sağlandı. Bu çözüm, şirketin BT ortamı ve iş süreçlerinde önemli bir hız kazanımına yol açtı. Eskiden iş birimleri, Excel’de veri analizi yapmak ve tablo oluşturmak için saatler harcıyordu, ancak şimdi bu işlemler tek bir tıklama ile birkaç saniye içinde gerçekleştirilebiliyor. Ayrıca, BT birimi, kontrol panelinin görsel yeteneklerini sürekli olarak geliştiriyor ve iş birimleriyle iş birliğini artırıyor.
BSH Türkiye, Qlik Sense’i seçmeden önce çeşitli alternatif çözümleri de değerlendirdi. Ancak, veri entegrasyon yetenekleri açısından Qlik Sense’in alternatiflerinden daha üstün olduğu kabul edilerek, mevcut kullanım senaryosuna en uygun çözüm olarak seçildi. BSH’nin çözüm portföyünde bulunan diğer alternatiflere göre, Qlik Sense, farklı ülkelerdeki ihtiyaçları karşılayan self servis iş zekası ürünlerine sahipti.
Aranan çözümün özellikleri şunlar olmalıdır:
- Kullanıcı dostu bir arayüz
- Akıllı görselleştirme ve analiz araçları
- Kolay veri hazırlama ve entegrasyon yetkinlikleri
- Hızlı veri hikayesi anlatımı ve raporlama kapasitesi
BSH, Qlik Sense kullanımıyla birçok önemli iş avantajı elde etti. Öncelikle, Excel ile farklı veri kaynakları arasındaki ilişkileri tanımlamak oldukça zorken, Qlik Sense sayesinde ihtiyaç duyulan verilere çok daha kolay erişilebilir hale geldi. Şirketin çeşitli iş kolları, artık her gün yüz binlerce operasyonel işlemi işleyerek anlamlı analizler yapabiliyor. Bu durum, başlangıçta beklenenden çok daha fazla heves ve ilgi ile uygulamanın benimsenmesine yol açtı. Gelecekte, BT ve iş kolları arasındaki güven ve işbirliği seviyelerinin her geçen gün daha da artması bekleniyor.
BSH, Qlik Sense’in dahili süreçlere kattığı değeri ölçmek için sık sık iş kollarıyla bir araya gelerek, tüm departmanlardan gelen olumlu geri bildirimlere büyük önem veriyor. Bu sayede, çözümün kurumsal düzeyde sağladığı faydalar daha net bir şekilde gözler önüne seriliyor.
Qlik Sense’in kullanımına dayalı olarak elde edilen diğer avantajlar ise şunlardır:
- Stratejik ve Yönetimsel Avantajlar: Kullanıcılar, Qlik Sense’in sunduğu özel tasarlanmış kontrol panelleri aracılığıyla stratejik ve yönetimsel raporlara istediği zaman erişebiliyor. Bu sayede, operasyonel faaliyetler daha görünür hale gelmiş ve şirketin günlük işleyişi üzerine daha ayrıntılı eylem planları geliştirilebilmiştir.
- Operasyonel Performansın İyileştirilmesi: Qlik Sense, BSH’a operasyonel performansını iyileştirme fırsatı sundu. Örneğin, BSH yöneticileri, verileri farklı platformlarda görüntüleyen ve performans ölçümleri yapan arayüzler tasarladılar. Bu arayüzler, Qlik Sense ortamındaki verilerin etkin bir şekilde izlenmesine ve analiz edilmesine olanak tanıyor.
- Veri Ayrımının Ortadan Kaldırılması: Daha önce veriler farklı platformlara dağılmış durumda olduğu için kümülatif ve etkin bir şekilde kullanılamıyordu. Bu durum, BT ekibi için birçok zorluk yaratıyordu. Ancak Qlik Sense’in kullanımıyla bu veri ayrımı ortadan kalktı ve tüm veriler tek bir platformda birleştirilerek daha verimli hale getirildi.
Qlik Sense’in kullanımı, BSH’ın operasyonel verimliliğini artırmak, veri analizini hızlandırmak ve her alanda daha stratejik kararlar alabilmek için önemli bir adım olmuştur.
Bsh, süreçleri izleme ve analiz etme açısından operasyonel kolaylık sağlayan merkezi bir platform oluşturdu. Çözümü uyguladıktan sonra Bsh, verimlilik açısından birçok avantaj elde etti. En önemlisi, artık kurumsal verimliliği ön planda tutan bir iş modeline sahip oldu. Şirket ayrıca, her geçen gün üretkenliği artırmasına olanak tanıyan daha büyük operasyonel yetkinlikler de kazandı.
Qlik sense ile merkezi raporlama süreci oluşturuldu
Genel olarak, Bsh iki ana alanda tasarruf sağladı:
“Qlik sense ile, sınırlı bt bilgisi ve kodlama becerisine sahip olan veya hiç olmayan son kullanıcılarımızın kendi iş zekası arayüzlerini oluşturmalarına olanak sağlamak için merkezi raporlama sürecine sahibiz. İş birimlerinin projedeki gelişimi ve iş süreçlerimizde kazanılan ivmeden dolayı mutlu ve umutluyuz.”
— Berke Menekli, vp it t-mea-cis, Bsh
Dijital dönüşüm ve teknolojik değişimlere ayak uydurma
Bsh, müşteri memnuniyetine daha fazla odaklanmak, dijital dönüşüm ve günümüz dünyasındaki dinamik teknolojik değişimlere ayak uydurmak için bu projeyi üç buçuk yıl önce başlattı. Üretim sektöründeki birçok önde gelen şirket, anlamlı verilerin onları daha çevik ve pazardaki gelişmelere duyarlı hale getirebileceğini anlıyor.
Zamanında, doğru ve kesin kararlar alma becerisi gelişti
Operasyon tarafında: Bsh’ın zamanında, doğru ve kesin kararlar alma becerisi gelişti (operasyonel sonuçların açıkça yansıttığı gibi).
Bt tarafında: Şirket, rapor oluşturma ve destek için yılda birden çok tam zamanlı eşdeğer (fte) kaynağın maliyetinden tasarruf etti.
Şirketler dijital dönüşümle iş süreçlerini modernize ediyor
Şirketler çevikliklerini, tutarlılıklarını, ölçeklenebilirliklerini ve üretkenliklerini artırmak için çabalarken, iş süreçlerini ve modellerini modernize etmeye ve dönüştürmeye devam edecek. Dijital dönüşüm, kurumlara iş süreçlerini yenilemek ve otomasyon yoluyla daha etkili ve verimli hale gelmek için ideal bir fırsat sunuyor.
Verilerin ‘yeni su’ olduğunun farkına varın
IDC, iş zekası çözümlerini kullanmayı düşünen kurumlara aşağıdaki önerileri sunuyor:
Verilerin ‘Yeni Su’ Olduğunun Farkına Varın: Her şeyin dijitalleşmesi ve artan sayıda veri üreten sensörler, cihazlar ve teknolojiler veri tutma, yönetim ve analiz yazılımlarına olan talebi artırıyor. Veriler, içgörüler elde etmek için tanımlanması, toplanması, dönüştürülmesi ve analiz edilmesi gereken bir kaynaktır. Bu tür bir “verilerden içgörülere geçiş” sürecinin nihai amacı, karar alma aşamalarını iyileştirmek (birinci dereceden fayda) ve iş değeri sağlamaktır (ikinci dereceden fayda). Aynı su gibi, veriler de farklı kaynaklardan gelir. Veri ve analitik, günümüzün giderek belirsizleşen dünyasında, karar alma sürecini iyileştiren ve sonraki eylemlerin bilgiye dayalı yapılmasını sağlayan temel girdiler haline geldi. Her kurum bir “önce veri” politikasına sahip olmalı ve verilerden içgörülere geçiş sürecindeki her adımı desteklemek için teknoloji çözümlerine yatırım yapmalıdır.
Her şeyin yeni nesline hazırlıklı olun
COVID-19 salgını, işletmelerin 2020 sonrasında hayatta kalmak ve gelişmek için uyum sağlamaları ve yön değiştirmeleri gerekeceğini açıkça ortaya koydu. Kurumlar, salgının ilk birkaç ayını hayatta kalma modunda geçirerek, iş gücünün dağıtık ve uzak olmasının yeni gerçekliğiyle başa çıkarak geçirdiler. O zamandan beri, işletmeler hızla yeni modellere yöneldi, dayanıklılıklarını artırmak ve değişime ayak uydurmak için stratejik yatırımlar yaptı ve cesur adımlar attı. Pandemi gibi olaylar, kurumları kendi çıkarları için yıkıcı ve dönüştürücü olmaya zorlayan dönüm noktalarıdır. Dayanıklı kurumlar, karar alma süreçlerinde verileri ve analitiği aktif olarak kullanır. İç ve dış verileri kullanır, bunları analiz eder, içgörülere dönüştürür ve anlamlı ve stratejik iş kararları alırlar. Ayrıca, veri yerli çalışanlardan oluşan bir işgücü tarafından beslenen tüm karar alma süreçlerinde zeka ve içgörüyü kullanırlar. Büyüklüğü ve sektöründen bağımsız olarak tüm kurumlar, verileri iş zekası ve analitik süreçlerinin bir parçası olarak mümkün olan en geniş kapsamda kullanmalıdır.
Yapay zekayı iş zekasında uygulayabilen çözümler arayın
İş zekası genellikle veriyi küçük parçalara ayırıp analiz etme, veri keşfi veya özel analiz düşündüren diğer benzer metaforlarla ilişkilendirilir. Bununla birlikte, iş analistlerinin (çoğu zaman iş zekası yazılımının birincil kullanıcıları olan) üzerinde çalışmasını gerektiren herhangi bir projenin, özel doğasına rağmen, iş zekası sürecine yönelik bir iş akışı vardır. Örneğin bir veya birden fazla veri kaynağı arasında bağlantılar kurulur, veriler hazırlanır ve çalışma alanlarının ekrandaki yerleşimleri tasarlanır. Ek olarak, arayüzlere çeşitli veri görselleştirmeleri ve tablolar eklenir ve trendler veya tolerans dışı kpi’lar (temel performans göstergeleri) incelenir. Geçmişte, bu adımların her biri manuel olarak yapılıyordu. Her eylemi mümkün kılmak için tıklama veya yazma işlemi insan eliyle (iş analisti) yapılıyordu. Analistin ayrıca doğru bilgiyi bulması, iki veya daha fazla veri kaynağını ilişkilendirmesi veya birbirine bağlaması, anormallikleri belirlemesi, korelasyonları hesaplaması ve girdiler ile çıktılar arasındaki itici güçleri veya nedensel ilişkileri tanımlaması gerekiyordu. Neyse ki, yapay zekanın bir rol oynayabileceği yer burası. Teknoloji sağlayıcıları, tipik analiz iş akışının adımlarını otomatikleştirmek için çeşitli makine öğrenmesi tekniklerini yeni nesil BI yazılımlarıyla birleştirmeye başladılar. Daha geniş bir kullanıcı tabanına hitap etmek için yeni insan-bilgisayar etkileşim yöntemlerini de dahil etmeye başladılar.